Stratejik Planlama: Gelişen bir Maraton

Günümüzün rekabetçi yapısı stratejik planlama kavramını daha da ön plana çıkarmıştır. Bundan 10-15 yıl öncesine kadar yalnızca büyük çaplı firmalar stratejik planlama yapıyorken, şimdilerde büyüklük gözetmeksizin tüm kamu kuruluşları, özel firmalar ve hatta kar amacı gütmeyen gönüllü kuruluşlar stratejik planlama konusuna yoğun ilgi göstermeye, önemsemeye başlamıştır.

“Stratejik planlama” nedir?

Stratejik planlama kavramının pek çok teknik açıklama ve anlamını Google dediğimiz çağın araştırma aracı ile bulmanız mümkün. Fakat ben basit bir örnek ile ne demek olduğunu açıklamak isterim:

Firmalar birer maratoncu gibidir. Belli bir vücut yapısı, karakteri ve kültürü vardır. Ve tabi o gün geldiğinde ulaşmak istediği bir hedefi… Onu destekleyen bir çevresi ve eğitmeni vardır. Her anlamda beslenmesi, güçlenmesi, hedef odaklı çalışması gereklidir. Kendine küçük hedefler koyarak büyük hedefe ulaşmanın azmiyle çalışır. Motive olması ve yeni çalışma metotlarına uyum sağlaması hayatidir. İşte bu koşu maratonunun bir bütünüdür stratejik planlama.

Hedef: Bir noktadan başka bir noktaya varmak.

Soru: Nasıl?

Cevap: Her adımı planlayarak!

 

Hedef “bir noktadan başka bir noktaya varmak” dedik. O zaman bu noktaya yürüsek de olur… Olur tabi ama bunu planlamaya gerek olmaz. Stratejik olmayacağı da kesindir. Çünkü rakiplerinin var olduğu bir dünyada bize derece getirmeyecektir.

Stratejik planlamayı destekleyen pek çok araç vardır. Bunlardan en önemlisi ve hatta planlamaya başlamak için en gereklisi bir vizyon belirlemektir. Bir vizyona sahip olmak sadece firmalar için değil bireyler için de çok önemlidir. Vizyon kişiye ve kuruma yön verir, gitmek istediği yolda ışık tutar, amaçları çizgisinde ilerlemesine yardımcı olur. Aynı örnek üzerinden gidersek; Vizyon: “Ben bu maratonun birincisi olacağım” demektir.

Vizyona sahip bir firma artık nereye varmak istediğini bilir. Bu varış noktasına nasıl varacağını, kendi yapısı ve karakteri çerçevesinde oluşturacağı kısa vadeli hedefler belirler. Fakat tek başına hedef koymak da çok anlamlı değildir. Bu hedefleri nasıl aksiyona dönüştürdüğünü anahtar performans göstergeleri ile takip etmelidir. Yani bir atlet için kronometre neyse, bir firma için de anahtar performans göstergeleri aynı şeyi ifade eder.

Vizyon: Birinci olmak.

Hedef: 100 mt’yi 1 dakikada koşmak.

Küçük hedef: 50 mt’yi 30 saniyede koşmak.

Ölçüm: Kronometre ile her antrenmanda performans takibi yapmak.

 

Bir firma için en can alıcı kısım operasyonlarını vizyonu ile ilişkilendirebilmesidir. Günlük operasyonlarını belirlediği vizyona yönelik yürütebilen bir firmanın hedefine ulaşamaması için hiçbir engel yoktur. “Doğru” oluşturulan stratejik haritalar, “doğru” belirlenen stratejik hedefler ve “doğru” hazırlanan anahtar performans göstergeleri istenilen başarı seviyelerine ulaşılmasında ve bunların üst yönetim tarafından şeffaf bir şekilde takibinde çok büyük kolaylık sağlar.

 

“Doğru” kelimesi sizi korkutmasın. Hayattaki çoğu şey gibi stratejik planlama da revizyonlara, değişimlere, telafilere açıktır.  Yeter ki büyümek, gelişmek, yenilik üretmek için niyetlenin; geri kalan tüm adımlar kendiliğinden atılacaktır.